Yaşadığımız üzücü felaket dolayısı ile her tv kanalına deprem uzmanları çağrılarak büyük İstanbul depreminin ne zaman olacağı ve alınacak önlemler konuşuluyor.  İddia ediyorum en fazla 6 ay daha konuşulur ve sonra yaşanan her şey, bu acıyı birebir yaşayanlar hariç unutur. Günlük koşturmacalara, geçim derdine, kirli ticaret/ilişkilere ve en önemlisi ve bizi doğrudan etkileyen kısır siyaset arenasına geri döneriz.

Gün gelir seçimler yapılır. Kendimize göre birilerini seçer koltuğa oturturuz. Zaten zaman iyice geçmiştir. Yakın tarihte yaşadığımız felaketin yaraları biraz sarılmıştır. Yeni konutlar yapılmaya başlamıştır vs.

Sonra gün gelir yasadışı bir iş yaparız ve başımız kanunla derde girer. Bu işi de ancak yerel siyasetten birileri veya genel den çözebilmek adına birilerini araya sokarız ve gereken yerlere ulaşırız.  Zaten kendimize göre birini zaten seçmişizdir. Gerekirse o kişileri "sizi o koltuğa biz getirdik" diye tehdit etmekten de geri durmayız. Sonuç olarak o "kanunsuz iş" ya kanuna uydurulur ya da kanun o işe uydurulur.

Biz asla tarihten ders alamayız, biz çok değiştik, biz bireyselleştik. Biz menfaat uğruna kardeşini satan, komşusunu aldatan, geçmişini unutan asi bireyler olduk.

"Biz" oldu "Ben". Biz olmadıkça daha çok ağlarız.

İlkönce kendimizi düzelteceğiz ki toplum düzelsin, yönetenler düzelsin ve bizlik oluşsun.  Ondan sonra zaten her şey olması gerektiği gibi olur.

Rabbim aldatan ve aldatılanlardan eylemesin.

Depremde hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin, yakınlarına da Allah sabır versin. Amin.